Bu Blogda Ara

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Ayvalık - Midilli - Sakız - Yunanistan ve Balkanlar

Balıkesir Motosiklet Festivali sonrası Ayvalık'ta biraz dinlendikten sonra Midilli adasına geçmek için hazırlıkları tamamlayıp bileti aldık. Kişi başı tek gidiş 20 €, gidiş-dönüş 30 €; motosiklet tek gidiş 25 €. Jale Lines a 65 € bedeli ödedikten sonra, Cunda Lines daha ucuz dedi birileri :sinir Fazla sinirlenmemek için hiç araştırmadım.

Gemi 8:30 kalkıyor, 1 saat önce gelin dediler. Biz de 7:30 da limandaydık. 7:45 gibi içeri ilk girenlerdik ama Gümrük Kontrol memuru gelmemişti daha. Zaten gelsede fark etmeyecekti, pasaport polisinin önünde bekleyenler en az 1 saat geciktirecekti bizi.



21 Temmuz 2011 Perşembe

Balıkesir Motosiklet Festivali 2011





İznik'te ve Ayvalık'ta geçirdiğimiz tatil sonrası, hazır buralara gelmişken Balıkesir Motosiklet Festivali'ne de gidelim dedik. Ayvalık - Edremit - Kalım yolundan festival alanına ulaştık. Kayıt alan gençler program ve alan hakkında pek bilgili değillerdi ama zaten kendimiz keşfedebilirdik etrafı. V-Strom var mı dediğimizde görmedik daha dediler. Biz de kendimize uygun bir çadır yeri bulduk ve kampı kurmaya başladık.
Kamp alanımız
MesutKORKMAZ Ankara'dan Bursa üzerinden festivale katılacağını söylemişti, nerelerde diye aradım. Susurluk'ta birlikte geldikleri bir arkadaşın lastiğini tamir ettiriyorlarmış. Yani gece geç saatte gelebileceklerdi. Bir saat sonra da Bandırma'lı Devrim aradı, Edremit'e varmış geliyormuş. Vardığında çadırı kurmaya başladık.
İki V-Strom yanyana güzel göründü

Çadır kurulduktan sonra sıra yemekte. Döner, Köfte, Sucuk, Kokoreç seçenekleri vardı. Kokoreç ve sucuk terch ettik, yanına da tabii ki buz gibi bira.

Gece 23 gibi "MesutKORKMAZ" Mesut F650si ile, Bursa'dan "SDereli" Serhan ve eşi Olcay DL1000i ile ve Kadir Transalp'i ile alana geldiler. Kadir'in lastiği patlamış ve yama yaptırmışlar.
 Artık 3 tane V-Strom yan yana

Cumartesi günü alanda çeşitli etkinlikler de vardı. Emniyet Müdürlüğü bir TIR getirmişti, çeşitli trafik eğitimleri veriyordu. Biri de 2 promil alkollüyken dünyayı nasıl gördüğünü simule eden bir gözlüktü. Herşey dağılıyordu ve anahtarı kilide geçirmekte zorlanıyordunuz. Dışardan gerçekten alkollü birisi kapı açmaya çalışıyor gibi görünüyordu :)
Ayrıca ip çekme, en karizmatik motorcu, yoğurt yeme yarışı ve yavaş gitme yarışı yapıldı.


En karizmatik motorcu yarışına V-Strom Türkiye'den Akın Zorlular da katıldı. Bence Akın birinci olmalıydı çünkü tek tam koruma ve KASK ile yarışmaya katılan oydu. Bu tür festivallerde kesinlikle her durumda kask kullanımı desteklenmeli benim görüşüme göre. Ne yazık ki karizmatik deyince bandana veya şapka yeterli görünüyor. Tam da bu özellikle motosiklet bilinci nedeniyle böyle olmamalı. Her neyse bu tabii ki benim şahsi görüşüm.
Bu da yoğurt yeme yarışı. Ben de yazılmıştım yarışmacı olarak. Nasıl olduğunu görünce vaz geçtim hemen. Tepsi içinde yoğurt ve 1 lira var. 4 yarışmacı aynı anda elleri arkada yüzlerini yoğurda sokuyor ve yoğurdu yalayarak/emerek veya çeşitli farklı şekillerde parayı bulmaya çalışıyorlar.


Ödül zincir yağıydı. Benim otomatik yağlamam olduğundan ben katılmamayı daha uygun buldum :mrgreen

Yavaş gitme yarışları başladığında biz Selda ile toparlanıp Ayvalık'a geri dönmeye karar verdik. Akşamki konserleri izleyemeyecektik ama denize girmek de bayağı çekici geldi.

15 Temmuz 2011 Cuma

Motosikletle İstanbul-İznik-Ayvalık ve devamı...

Motosikletle İstanbul-İznik-Ayvalık 
2011 yılında tatilimizi motosikletimizle gezerek yapalım dedik. Daha önce ardcı ile uzun yol yapmadığımdan ve kız arkadaşım Selda'nın ilk motosiklet seyahati olacağından biraz heyecanlıydık. Genel fikir olarak Ayvalık-Cunda'daki Selda'nın ailesinin yazlığına gidip, oradan Yunanistan'a geçmeyi ve İtalya'ya devam etmeği düşünüyorduk. Kenan'ın İtalya ve sıcaklar konusunda yazdıklarını okuyunca, gezi çapını ufaltarak, Midilli ve Sakız adalarını gezip, sıcaklara yatkınlığımıza göre Yunanistan ana karaya geçmeyi ya da İstanbul'a geri dönüp, karadan Selanik ve civarını gezmeyi daha uygun bulduk.

Bu arada forumda Balıkesir Motosiklet Festivalini de okuyunca, Ayvalık'tan oraya da uğrarız dedik. Ayrıca Ayvalık'a giderken yol üzerinde olan dostum Atila'nın İznik'teki "Zeytince Dağ Evi"ne de uğramadan olmazdı. Bu fikirlerle hazırlıkları yaptık ve yola gecikmeli olarak çıktık. Doğal olarak Pendik'ten kalkan feribotu kaçırdığımızdan, hava kararmadan ulaşabilmek için Eskihisar - Yalova - Orhangazi - İznik rotasını yapmak zorunda kaldık. Yolda fazla yüklenmiş, ardcılı bir DL650nin hiç de hoş olmadığını da anladık.

İznik'e varınca Atila bize yolu tarif etti ve "Zeytince Dağ Evi"ne vardık. Birkaç yıl önce kendisi İstanbul'dan buralara taşınmış ve 4 odalı bir dağ evi/misafirhane işletmeye başlamıştı. Muhteşem bir doğa içinde, bir sürü meyve ve zeytin ağaçları arasında birkaç saat geçirmek ağır motosikleti biraz unutturacaktı bize.
Terastan İznik gölü manzarası
Atila bize Tenekede Tavuk hazırlayacak...
Mangalı hazırlıyoruz. Göbekli değilim, boynumda evraklar asılı :)
Burası civardaki hasta ve sakat köpeklere sığınak olmuş.
Atila hepsiyle ayrı ilgileniyor. Bizi seyrediyorlar sürü halinde...

 Tavuk olurken (en az 1 saat) motosikleti düzenleyeyim bari dedim.

Abartılı yüklü DL650

Tavuk hazır mı???

Hem de nasıl..........

Bu manzara ve bu tavuk kesinlikle birbirlerini tamamlıyor.

Geceyi burada geçirdikten ve sabah köy yumurtası, bahçeden zeytin vs. ile ayrıntılı bir kahvaltı yaptıktan sonra yeniden yola çıktık. Susurluk'ta mola verdikten sonra (Aman Ulusoy Tesislerine dikkat! Araba yıkadıkları sular her tarafa akıyor ve parlak beton zemini buz pistine çeviriyor. Ben motoru yatırdım, siz ıslak zeminden uzak durun), Balıkesir - Havran arası yol inşaatlarını da atlattıktan sonra Ayvalık - Cunda'ya vardık ve bir kaç gün deniz, güneş tatili için kendimize zaman tanıdık.